Table of Contents Table of Contents
Previous Page  7 / 18 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 7 / 18 Next Page
Page Background

Ayçiçeği tarımında topraktaki azot miktarını arttıran hasat artıklarının katiyetle yakılmaması gerekir.Sapların yakılması sureti ile hem organik madde kaybı meydana gelir ve hem

de toprağın canlılığını sağlayan bir çok mikroorganizma(toprak canlıları) ölür ve böylece toprağın verimliliği azalmış olur.

Ayçiçeği tarımında toprakların organik madde miktarını arttırmanın diğer bir yolu ise iyi olgunlaşmış hayvan gübresinin toprağa verilmesidir.Ancak, hayvan gübreleri tarlaya

götürüldükten sonra hemen toprak yüzeyine serilmeli ve toprağa karıştırılmalıdır.Toprak yüzeyinde uzun süre öbek halinde bırakılan hayvan gübrelerinden besin maddesi ve

organik madde kaybı meydana

gelir.Bu

durumdaki hayvan gübrelerinin toprağa birkaç ay sonra karıştırılmasından büyük bir yarar sağlanmaz.Hayvan gübrelerinin hayvan

çeşidine göre ihtiva ettikleri besin maddesi miktarları Tablo-3 te verilmiştir.

Tablo-3 Bazı hayvan gübrelerinin besin maddesi içerikleri (kuru madde de % olarak)

2.5 Toprak Bünyesi

Toprak bünyeleri kumlu çok killi toprağa kadar değişebilmektedir.Ayçiçeği tarımında geçirgen yapıya sahip milli (silt) tınlıdan killi tınlıya kadar değişen toprak yapısına sahip

topraklarda ayçiçeği yetiştiriciliği yapılmaktadır.Toprağın hafif bünyeli(kumlu-milli) orta bünyeli(tın)ve ağır bünyeli(killi) oluşu ayçiçeğinde sulamayı etkilediği kadar gübre verme

derinliğini de etkilemektedir.Ayçiçeği tohum ekim derinliği genellikle toprağın bünyesine bağlı olarak 5-8 cm arasında değişmekle birlikte ortalama olarak 5cm derinliğe ekim

yapılmaktadır.Mineral besin maddelerinin toprakta bitkinin kök derinliğine yağış veya sulama suyu ile inme miktarı birbirinden

farklıdır.Bu

durum Şekil-10 da

gösterilmiştir.Özellikle azotlu gübrelerden nitrat formunda azot kumsal topraklarda bir yılda yağış veya sulama suları ile 25-30cm kadar derine inebilmektedir.Besin maddelerinin

hareket kabiliyetlerinin birbirlerinden farklı olması nedeni ile ekim öncesi gübre uygulama derinliği gübrenin etkinliği bakımından önem taşımaktadır.Genel kaide olarak ekim

öncesi (taban gübre) gübreler tohum ekim derinliğinin 5-6 cm aşağısına gelecek şekilde ayarlanmalıdır.Bant halinde gübreleme yapılıyorsa gübreler tohum derinliğinin hem 5-6

cm aşağısına ve hem de sağına veya soluna gelecek şekilde gübreleme yapılmalıdır.Serpme halinde gübreleme yapılıyorsa ekimden önce gübreler toprak yüzeyine serpilir ve

pulluk veya benzeri bir ekipman ile toprağın 10-12 cm kadar derinliğine karıştırılmalıdır.

 Şekil 10. Besin Maddelerinin Toprakta Derine İnme miktarları

2.6. Bitki Besin Maddeleri ve Aralarındaki İlişkiler

Tüm bitkilerde olduğu gibi ayçiçeğinin bünyesinde organik maddeyi meydana getiren Karbon(C), Hidrojen(H) ve Oksijen(O) en çok bulunmaktadır.Fotosentez olayı sonucunda

meydana gelen organik bileşiklere bağlı olarak veya serbest iyon halinde Azot(N), Fosfor(P), Kükürt(S) ve klorofilin yapısında Mağnezyum(Mg)

bulunmaktadır.Bu

elementlere

ilave olarak organik maddenin yapısına girmeyen Potasyum(K), Kalsiyum(Ca), Sodyum(Na), Silisyum(Si), Demir(Fe), Mangan(Mn), Çinko(Zn), Bakır(Cu), Bor(B), Klor(Cl),

Alüminyum(Al), Selenyum(Se) ve Nikel(Ni) gibi elementler de

bulunmaktadır.Bu

gün için bitki bünyesinde tam olarak işlevleri bilinmeyen diğer elementlerde bitki bünyesinde

bulunmakta ve yapılan analizlerde bitki bünyesinde 64 kadar elementin bulunduğu belirlenmiştir.

Bitki besin elementlerinden özellikle azot, fosfor ve potasyumun ayçiçeği üretiminde verim ve kalite üzerine önemli derecede etkileri

mevcuttur.Bu

üç ana elementin yanında

özellikle kalite üzerine kalsiyum, magnezyum ve mikro elementlerden borun önemli derecede etkisi mevcuttur.Besin elementlerinin toprakta bulunuş miktarlarının yanında

birbirine bulunuş oranları, o besin elementinin alınması üzerine olumlu veya olumsuz etki etmektedir.Toprak pH değerinin yanında, besin elementleri arasındaki olumsuz

etkileşimler kullanılacak gübre miktarına ve ürün miktarına önemli derecede etkili

olmaktadır.Bu

zıt ilişkilerin başında fosfor ile demir, fosfor ile çinko, fosfor ile kalsiyum,

potasyum ile magnezyum, potasyum ile kalsiyum, potasyum ile sodyum elementleri arasındaki zıt ilişkiler büyük önem

taşımaktadır.Bu

zıt ilişkiler sadece besin elementlerinin