Previous Page  7 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 7 / 48 Next Page
Page Background

7

Zirvede bir Tekfenli

g

Her şeye en başından başlamam gerekirse,

Ağrı Dağı’na tırmanma hayalim, Mayıs’ta ka-

tıldığım bir dağcılık eğitimiyle başladı. Temel

bilgilerimi aldıktan sonra, 3.000 metrenin

üzerinde beş zirveye çıkarak, biraz perfor-

mansımın verdiği güven, biraz da hocamın

desteğiyle Ağrı Dağı’na tırmanmaya karar

verdim. Bunun için işten bir haftalık izin al-

mam gerekiyordu. Neyse ki yaz döneminde,

işlerimizin bir nebze sakinleştiği bir zaman-

da, herkes denize giderken ben iznimi tırma-

nış için kullandım.

Birinci gün Doğu Beyazıt’ta, yaklaşık 1.600

metre irtifadaki otelimize ulaştık. Ertesi sa-

bah Ağrı Dağı’nın 2.200 metre girişine kadar

araçla gittik ve 6-7 saatlik bir yürüyüşle 3.200

metredeki kampa çıktık. Hem aklimatizasyon

(yüksek irtifaya alışma), hem de dinlenmek

için gece burada kaldık. Üçüncü gün aklimati-

zasyon için 4.000 metreye kadar tırmanıp

kendimizi manzaraya teslim ettik ve ardın-

dan aşağıya indik.

Dördüncü gün planımızda ise bu kez 4.200

metreye kadar tırmanarak aklimatizasyonu

tamamlamak üzere oradaki kampta kalmak ve

gece 12’de kalkıp zirve tırmanışımıza başla-

mak vardı. 4.200 kampına yaklaşmaya başla-

dığımızda, oksijenin azalması nedeniyle bazı-

larımızda çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı ve

burun kanaması gibi belirtiler ortaya çıktı. Bu

yüksekliğe uyum sağlayabilmek için hocamı-

zın yönlendirmesiyle yeniden 200 metre aşağı

indik ve oksijenin artmasıyla kendimize gelip

kampa geri döndük.

O gece saat 12’de hepimiz, binlerce kilometre

öteden bizi oraya çeken tırmanış için uyan-

dık. Kahvaltımızı yaparak, gecenin karanlı-

ğında donmuş kayalara dikkatle basarak, ama

hiç yukarıya bakmadan yola koyulduk. 12 ki-

şilik ekibimize yerel rehberimiz öncülük edi-

yordu; biz ise dikkatli adımlarla onu takip edi-

yorduk. Güneşin doğmaya başlamasıyla

birlikte buzlar çözüldü, daha rahat adım at-

maya başladık. Güneş içimizi ısıttı, enerji ver-

di. Güneşin hayatımda beni en çok mutlu etti-

ği gün olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık

4.500 metredeyken arkamızı döndüğümüzde,

Ağrı’nın yeryüzüne vuran o heybetli gölgesiy-

le karşılaşmamız hepimizi büyüledi ve tekrar

tırmanmak için içimizi şevkle doldurdu.

4.800 metrelere geldiğimizde ayağımıza

kramponlarımızı takarak yolumuza karda de-

vam ettik. Artık zirveyi gözümüze kestirmiş-

tik. Yaşadığım çarpıntı hâlâ devam ediyordu

ve ben sürekli tempomu düzenlemeye çalışı-

yordum. Gözümü zirveye dikmiştim. Kalaba-

lık bir grup olarak tırmanıyor olmamıza rağ-

men, aslında kendimizle başbaşaydık. Kendi

mücadelemizi veriyorduk ve bunu başarmak

için dayanıklı olmaya, enerjimizi en iyi şekilde

kullanmaya çalışıyorduk.

Artık zirveye yaklaşmıştık. Öküz Deresi’ni

(etrafı tamamen açık olduğu için kuvvetli

rüzgârlara maruz kalınan ve bir tarafı tama-

men uçurum bir bölge) yanımıza alarak, yer-

lerde uçuşan kristalize buzların büyülü gö-

rüntüsüyle birlikte yavaş adımlarla zirveye

doğru yürüdük. Sonunda rüzgârın ısrarına

rağmen dimdik ayakta durduk ve rüzgârı ar-

kamıza alıp etrafımıza baktık. Evet zirvedey-

dik! Kurumsal İletişim Departmanı’nın son

andaki yardımıyla temin ettiğim Tekfen bay-

rağını, rüzgârla inatlaşarak sağlam bir şekilde

açtım ve sıkı sıkıya tuttum.

Çok mutluyduk. Durumu birbirimize sarıla-

rak kutladık, ama rüzgârdan konuştuğumuzu

bile zor duyuyorduk. Bu nedenle zirvede fazla

kalmadan bayrağımızı toparladık ve yavaş ya-

vaş inmeye başladık. Rüzgâr, uçurum bölgesi

bitene kadar bize eşlik etti. Kramponlar saye-

sinde çoğunlukla karlı bölgeleri kullanarak

önce 4.200, ardından 3.200 kampına aynı gün

geri dönüş yaptık ve tırmanışımızı tamamla-

manın keyfini yaşayarak başarımızı kutladık.

Tekfen Turizm’de Genel Servisler Sorumlusu olarak çalışan arkadaşımız Onur Ateş, 5.137 metrelik rakımıyla Türkiye’nin

çatısı Ağrı Dağı’na çıkarak Tekfen bayrağını açtı. Onur Ateş, bu zorlu sınavla ilgili anılarını sizler için kaleme aldı.