Previous Page  16 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 16 / 48 Next Page
Page Background

GEZİ NOTLARI

16

DOMUZ FESTİVALİ

Domuzların sadece düğün ve ölüm gibi törenlerde kurban edildiği

söylense de, en az iki haftada bir, et tüketilmesini sağlamak için do-

muz festivalleri yapılıyor. Bu festivallerde erkekler genellikle burun-

larına domuz dişleri takıp, domuz yağı, is, kil ve çamur ile vücutlarına

desenler yapıyorlar.

Çeşitli dans ve ritüellerle birlikte gerçekleşen festivalin ilk aşamasın-

da, domuza saygı gereği, ok ile kalbinden vurarak öldürüyorlar. Son-

rasında ise bir pişirme çukuru kazılıyor ve yeşilliklerle kaplanıyor.

Sürtünme yoluyla ilkelce yakılan ateş, ok ve yayla vurulmuş domuzu

pişirmek için kullanılan ısıtma taşını ve ahşap bir kazığı yakıyor. Kıl-

ları yakılarak derisi temizlenen domuz, bambudan yapılmış bir bıçak

yardımıyla tüm iç organları çıkartılarak temizleniyor. Sonrasında pi-

şirme işlemi başlıyor. Isının sabit tutulması ve yemeğe daha fazla tat

vermesi için, önceden kazılan çukurun ilk katmanı kamış otu veya

özel akasya yapraklarıyla (yerel dilde “Pabika”) dolduruluyor ve ikinci

yaprak katmanıyla kaplanarak buraya da tatlı patatesler ile sıcak taş-

lar yerleştiriliyor; tüm tatlı patatesler çukuru dolduruncaya kadar bu

işlem tekrarlanıyor. Bunların üzerine bir kat da tatlı patates yaprağı

ekleniyor. En üste ise domuz yerleştirilip,tekrar yaprak ve sıcak taş

konuluyor. Son işlem olarak da, tüm yiyeceklerin üstü kalın kamış

otuyla kapatılarak iyice pişmesi sağlanıyor.

Pişirme süresi içerideki tatlı patateslerin boyutuna ve miktarına göre

1 ila 1,5 saat sürüyor. Festival hazır olduğunda ayrı gruplar halinde

kadınlar sakatat, tatlı patates ve yeşillikleri yerken, erkekler çoğun-

lukla et yiyorlar. Asırlık National Geographic sayfalarının arasında

yürüyormuş gibi hissettiğim bu festival yaklaşık 6 saat sürüyor.

Fotoğrafçılar ve belgeselciler, Papua’da bulunan kabilelerde yaşanan

deneyimlerin sözcüklerle anlatılamayacağını söylüyorlar. Bu coğraf-

yayı mutlaka kendi gözlerinizle görmeniz lazım!..

Baliem Vadisi, Batı dünyası tarafından ilk kez 1938 yılında, adada bilimsel araştırmalar yapan Amerikalı zoolog Richard Archbold tarafından keşfedildi. Bu keşiften sonra bölge

hakkında birçok belgesel yapıldı. Günümüzde vadide yaşayan halkın dış dünyayla sınırlı da olsa iletişimi mevcut.