Previous Page  14 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 14 / 162 Next Page
Page Background

14

bir yandan yatırım ihtiyaçlarının gi-

derilmesi, bir yandan da işletme ser-

maye eksiklerinin tamamlanması

için önemliydi.

Akçağlılar’a göre uygulanmakta

olan fiyat saptama yöntemleri teme-

linde “özkaynak yaratma” hedefine

dayandırılmadığından, sektör hem

kendini yenilemek için ihtiyaç duy-

duğu kaynaklardan mahrum kal-

makta, hem de günlük çalışmasını

sürdürebilmesi için gerekli olan iş-

letme sermayesini gereken düzeyde

tutamamaktaydı. Sermaye yetersizli-

ğini karşılamak için sektör bir yan-

dan kısa vadeli yüksek faizli borçla-

ra yönelirken, bir yandan da kamu

fonlarından destekleniyordu. Gübre

1970’li yıllara kadar gübre

ithalatı ve pazarlaması

özel kuruluşlar tarafından

da yapılabilmekteyken,

1973’te patlak veren petrol

krizi, karaborsayı önlemek

ve destekleme programını

daha etkili bir şekilde

uygulayabilmek amacıyla

gübre pazarlamasının özel

sektörün elinden alınmasına

neden oldu. Bu tarihten

itibaren sadece Türkiye Zirai

Donatım Kurumu ile Türkiye

Şeker Fabrikaları gübre

tedarik ve dağıtım işiyle

görevlendirildiler.

üreticilerinin teslim ettikleri ürün-

lerin bedelini muntazam bir şekil-

de tahsil edememesi yüzünden iş-

letmelerin devletten alacakları za-

man zaman mali bünyelerinin taşı-

yabileceği sınırların çok ötesine ge-

çiyordu.

16

Örneğin, Toros Gübre’nin faaliye-

te geçmeye hazırlandığı 1980 yılı

itibariyle devletin Azot Sanayii’ne

3,5 milyar lira, özel kuruluşlara ise

4 milyar lira birikmiş borcu vardı.

1980 yılı ortalama döviz kurundan

hesaplandığında yaklaşık 100 mil-

yon dolara tekabül eden bu meblağ

üreticiler üzerinde ciddi bir finans-

man baskısı oluştururken, aynı za-

manda ortaya çıkabilecek kur fark-

ları yüzünden önemli bir risk yara-

tıyordu. Zaten bu gibi nedenlerden

ötürü gübre üreticilerinin çoğunun

mali yapısı son derece bozuktu. Sa-

nayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşa-

rı Mehmet Gölhan’a göre yeterli fi-

nansal güce sahip olmamaları, güb-

re kuruluşlarının yeterli hammadde

ve ürün stoku yapmasına da engel

oluyordu.

17

Gübre sektörünün karşı karşıya ol-

duğu bir başka önemli sorun da

yurt sathına yayılmış bir depolama

ve nakliye zincirinin bulunmama-

sıydı. Toros Gübre’nin de kuruldu-

ğu 1970’li yılların ikinci yarısında

Türkiye’de gübre dağıtımı tümüyle

kamu eliyle yürütülmekteydi. Daha

önceleri sınırlı da olsa özel kesime

dağıtım ve satış izni verilmesine kar-

şın 1973 yılında patlak veren petrol

krizi, artan gübre fiyatları nedeniy-

le sektörde bazı düzenlemeler ya-

pılmasına ve gübre kullanımını teş-

vik etmek amacıyla bir destekleme

programının başlatılmasına neden

olmuştu. Bu dönemde hem karabor-

sanın önünü kesmek, hem de des-

tek programının uygulanmasını ko-

laylaştırmak amacıyla gübre tedarik

ve dağıtım görevi, münhasıran iki

kamu kuruluşunun (Türkiye Zirai

Donatım Kurumu ve Türkiye Şeker

Fabrikaları T.A.Ş.) sorumluluğuna